Bu çalışmanın amacı, toplumsal alanlarda ekoloji ile feminizm arasındaki ilişkiyi görünür kılan ekofeminizmin rejim arayışlarını ve ekokadının patriyarkal değerler arasındaki yerini sorgulamaktır. 1980’li yıllardan sonra, feminist söylem çevre sorunlarına çözüm bulmaya çalışan, ekolojiyi korumaya çalışanların siyasi söylemleriyle entegre olup “ekofeminizm” olarak adlandırılan yeşil kurama dönüşmeye başlamıştır. Ayrıca çevreciliğin klasik ekoloji hareketleri, ekolojik krizlerin kaynağını insanlarda ararken ekofeminist hareket, doğa krizinin kaynağını eril dünya görüşünde aramıştır. Feminist çözümlemelerde sıkça kullanılan özel mülkiyet, doğa, kamusal alan, kültür ve modernite kavramları kadını ekoloji karşısında toplumsal hareketlerin öznesi konumuna getirmektedir. Çevre sorunlarının da feminizmin de gündeminde olduğunu savunan bu çalışma, temelde kadın hareketlerinin çevrenin siyasallaşmasında etkin olduğu varsayımı üzerine kurgulanmıştır. Buna ek olarak, doğa ve ekofeminizm arasındaki ilişkinin siyasi ideolojilerde belirleyici olduğu ortaya konmaya çalışılacaktır.