Geçmiş, bugün ve gelecek diyalektiğinde zamana eşlik eden öğelerden birisi olan sanat yapıtları, bir ülkenin siyasal, ekonomik yapılarının bir göstergesi olduğu kadar kültürel ve sosyal dokunun da referanslarıdır. Bu itibarla, bireyin aile içi eğitimi başta olmak üzere duyarlılık gelişimi, nitelikli sanat eğitimin önemi, sahiplenme içgüdüsü, koruma ve sahip çıkma duygusu yüksek bir toplum inşasının gerekliliği tartışmasızdır. Ancak bu idealize edilmiş düşüncenin dışında gelişen ve bir takım yaşanmış olan olumsuzlukların örnekleriyle sanat yapıtlarının başına gelenler bu çalışmanın konusudur. Bu çalışmada analitik bir bakış açısıyla ele alınan sanat yapıtlarının uğradığı saldırı ve vandalizm ile tanımlanabilir zarar verme eylemleri neden ve sonuçları bahse konu edilmiştir. Sanat yapıtlarının bilinçli/bilinçsiz tahrip edilmesi sorunu, özellikle heykel ve seramik heykel açısından irdelenmektedir. Dünyadan ve Türkiye’den örneklerle sanat yapıtlarına yönelik tahribatların sonrasında izlenen süreçlerin sanatsal, bilimsel, hukuksal ve sosyo-kültürel açıdan gereklilikleri ve bu temelde uygulamaların yeterlilik düzeyleri üzerinde tartışılmaktadır. Aynı zamanda bu çalışma, sanat yapıtlarının varlık nedenlerine, gerekliliklerine ve var olma sorunsalına ilişkin çok yönlü bir şekilde öneri içerikli çıkarımlar sunmaktadır.