TÜRK HUKUKUNDASİGORTACININ HALEFİYETİ

Yazarlar

  • Gökhan GÜNCAN Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi

DOI:

https://doi.org/10.31567/ssd.503

Anahtar Kelimeler:

Mal Sigortası, Sorumluluk Sigortası, Halefiyetİlkesi, Rücu Hakkı

Özet

“Halef” sözcüğü, etimolojik olarak Arapça kökenli olup, “birinin ardından gelip onun makamına
geçen kimse” anlamına gelmektedir. Hukuki anlamda bir terim olarak değerlendirildiğinde ise
“halefiyet”, “alacaklıya ödemede bulunan üçüncü kişinin yaptığı ödeme nispetinde alacaklının
yerine geçmesi ve onun yerini alması”; başka bir ifadeyle, “ödeme yapan veya ifada bulunan
üçüncü kişinin hukuken alacaklının sahip olduğu haklara sahip olması” olgusunu ifade eden bir
sözcüktür.
Halefiyetin düzenleniş biçimine bakıldığında, buna ilişkin genel düzenlemenin 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanunu (Kısaca: TBK)’nda yer aldığı görülür. Mezkur Kanunun m. 127 hükmüne göre
“borçlu tarafından alacaklıya ifada bulunacak üçüncü kişinin kendisine halef olacağını ifadan önce
alacaklıya bildirmesi” ve “malikin veya mülkiyet dışında başka bir ayni hak sahibinin üçüncü
kişinin borcu için rehin kurulmuş bir şeyi rehinden kurtarması” olmak üzere halefiyetin
gerçekleşebileceği iki olasılıktan bahsettiği görülecektir.Ancak, hükümde dikkati çeken bir diğer
husus, halefiyet hallerine ilişkin diğer hükümlerin saklı tutulmuş olmasıdır (TBK 127/2).
Halefiyete ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun saklı tuttuğu hükümlerden birisi de sigorta
hukukunda cari olan sigortacının halefiyeti halidir. Sigorta hukukunda halefiyete ilişkin
düzenlemelere bakıldığında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (Kısaca: TTK), bu ilkeye ilişkin
hükümleri mal ve sorumluluk sigortaları için ayrı ayrı sevk ettiği görülmektedir. Mal sigortalarında
sigortacının halefiyeti TTK 1472 hükmünde düzenlenmiş iken, sorumluluk sigortalarında
sigortacının halefiyeti ise TTK 1481 hükmünde düzenlenmiştir. Anılan hükümler, birbirlerine
paralel biçimde, sigorta tazminatını ödeyen sigortacının hukuken sigortalının yerine geçeceğini
düzenlemiş ve sigortalının gerçekleşen zarar dolayısıyla sorumlulara karşı sahip olduğu dava ve
takip hakkının tazmin edilen sigorta tazminatı nispetinde sigortacıya geçeceğini ifade etmektedir.
Aynı zamanda mezkur hükümler sigortalıyı da sigortacının halefiyete ilişkin haklarını ihlal edecek
biçimde davranmaktan men etmekte ve sigortacının halefiyete ilişkin haklarını ihlal etmesi halinde
sigortacıya karşı sorumlu olacağını da düzenlemektedir (TTK 1472/2, 1481/3). Hükümler birlikte
ele alındığında, dikkati çeken husus, halefiyetin esasen zarar sigortaları için düzenlenmiş olduğu ve
kural olarak meblağ sigortaları için bu ilkenin uygulanamayacak olmasıdır. Zira meblağ sigortaları
açısından önemli olan rizikonun gerçekleşmesi halinde sigorta sözleşmesinde kararlaştırılan
meblağın ödenmesidir. Meblağ sigortalarında bir zararın tazmini gündeme gelmez. Buna göre meblağ sigortalarının esas itibariyle halefiyet ilkesinin düzenleniş amacına da uygun
düşmediği söylenebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu bir yandan halefiyet ilkesini düzenlemiş iken, diğer yandan bu
ilkeyi bir başka ilke ile, yani zenginleşme yasağı ilkesi ile desteklemiştir. TTK m. 1459 hükmü
"Sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder" ibaresiyle sigortacının sadece teminat
kapsamındaki gerçek zararı karşılayacağını, daha fazlasından sorumlu olmayacağını ifade
etmektedir. Böylece kanun koyucu sigortacılık kurumunun bir zenginleşme aracı olarak
kullanılmasının önüne geçmeye çalışmıştır. Halefiyet ilkesi de esasen zenginleşme yasağını
desteklemektedir. Halefiyet ilkesi, sigortalının sigortacıya başvurarak zararını tazmin ettirmesine
rağmen zarar sorumlusuna da başvurarak ikinci kez talepte bulunmasını, yani sigortacılık
kurumunun bir zenginleşme aracı olarak kullanılmasını önlemektedir. Sigortacı sadece sigortalıya
sigorta sözleşmesi kapsamında zararın tazmin edilen kısmı nispetinde sigortalıya halef olmakta ve
diğer yandan sigortalının da zararın sigorta ile karşılanmayan kısmı için zarar sorumlusuna
başvurma imkanı devam etmektedir. Sigortacı, ödediği ve böylece sigortalıya halef olduğu miktar
için zarar sorumlusuna rücu edebilme hakkına sahiptir. Sigortacının zarar sorumlusuna rücu
edebilmesi için sigorta tazminatının kısmen veyahut tamamen ödenmiş olması ve sigortalının zarar
sorumlusuna karşı başvuruda bulunabileceği takip veya dava yetkisine sahip olması şartları aranır.
Sigortacının rücu hakkını kullanırken tabi olduğu zamanaşımı süresi, zarar sorumlusuna sigortalının
başvururken tabi olduğu zamanaşımı süresi ile aynıdır.
Bu makalede, halefiyete ilişkin genel düzenlemelere değinilerek Türk hukukunda sigortacının
halefiyetinin şartları, hükümleri ve sonuçları Kanun ve doktrindeki görüşler ışığında ele alınarak
irdelenmiştir. 

İndir

Yayınlanmış

2021-09-15

Nasıl Atıf Yapılır

GÜNCAN , G. (2021). TÜRK HUKUKUNDASİGORTACININ HALEFİYETİ . SSD Journal, 6(27), 436–451. https://doi.org/10.31567/ssd.503

Sayı

Bölüm

Makaleler

Benzer Makaleler

1 2 3 > >> 

Bu makale için ayrıca gelişmiş bir benzerlik araması başlat yapabilirsiniz.