ESKİ YUNAN TRAGEDYALARI IŞIĞINDA BİR İNCELEME- TRAJİK BİR UNSUR OLARAK “DELİLİK”
DOI:
https://doi.org/10.31567/ssd.529Anahtar Kelimeler:
Delilik, tragedya, Aiskhylos, Sophokles, EuripidesÖzet
Zamanın başlangıcından beri “delilik” ile ilahi güçler arasında bir bağ olduğuna inanılmıştır. Bu
durum, Eski Çağ Yunanistan’ında da karşımıza çıkar. İnsan biçimli (antropomorf) olarak tahayyül
ettiği tanrılarının, insanların arasındaki ilişkilere karışmaktan geri durmadığına inanan Eski
Yunanlı, manevi acıları, tanrıların komplolarıyla ilişkilendirmiştir.
Delilikle kutsal güçlerin yahut tanrıların hileleri arasındaki bağlar, Eski Yunan şiirine de konu
olmuştur. Homeros’un “İlyada”sında, savaşın en şiddetli anında öfkeden çıldırıp, hezeyana kapılan
Hektor’un bu hali, savaş tanrısı Ares’in işidir. Odysseia”da ise Odysseus’un karısı Penelope’ye göz
koyan taliplerin, bir şölen sırasında evvela şenlenip ardından gözyaşlarına boğulmaları, tanrıça
Athena’nın müdahalesiyle olur.
Klasik Çağ Atina’sının entelektüel ortamında şekil alan tragedyalarda ise farklı bir tablo ile
karşılaşırız. Aiskhylos, Sophokles ve Euripides’in sahne eserlerinde, aklını yitiren kahramanlar yine
ilahi bir öfkeye kurban gitmekle birlikte onları yıkıma uğratan başka etmenler de vardır. Suçluluk
hissi, sorumluluk duygusu, hüzün, acı, utanç, onur ve kibir bu etmenler arasındadır. Nitekim
Sophokles’in “Aias” başlığını taşıyan sahne eserinde, oyunun başkişisi olan Aias’ın önce aklını
yitirip sonra intihar etmesi, hissettiği utancın sonucudur. Öte yandan Euripides’in “Medeia” başlıklı
eserinde, iki çocuğunun babası olan İason’un ihanetiyle gururu kırılan Medeia adeta öfkeden çılgına
döner. İntikam hırsıyla yanıp tutuşan genç kadın, yalnızca İason ile evlenecek olan Glauke’yi değil
ama kendi çocuklarını da öldürür.
Bizim bu çalışmadaki gayemiz, Eski Yunan’da delilik kavramını, Klasik Çağ tragedyaları ışığında
yahut Aiskhylos, Sophokles ve Euripides’in sahneye koyduğu şekliyle irdelemektir.